25 Nisan 2016 Pazartesi

EK5 Öğrenci Askerler Raporu

DÖAP
DARBE-ZEDE ÖĞRENCİ ASKERLER PLATFORMU

TSK PERSONEL KANUNU GEÇİCİ MADDE 32 BAĞLAMINDA “ASKERİ ÖĞRENCİLER”
Askeri darbe dönemlerinde mahkeme kararına dayanmayan idari işlemlerle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden ilişiği kesilen askeri personelin özlük haklarının iadesini öngören 6191 sayılı Kanun 22 Mart 2011 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
6191 sayılı yasa ile TSK Personel Kanununa Geçici Madde 32 eklenmiştir. Özlük hakları iade edilecek personel kanun metninde, “12 Mart 1971 tarihinden bu kanunun yayımı tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askeri Şura kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler ” olarak sıralanmıştır.
Geçici Madde 32, münhasıran, hizmet kusuru işlemediği halde görüş ve inancından dolayı, kesinleşmiş mahkeme hükmüne dayanmayan idari kararlarla ilişiği kesilen personelin özlük haklarının iadesini amaçlamaktadır.
Yargı denetimine kapalı kararnameler ve YAŞ kararlarıyla ilişiği kesilenlerin çoğunluğunun başvuruları kabul edilmiş; MSB’nin kanun kapsamında olduğunu kabul ettiği 250 kişinin yanı sıra 12 Mart 1971 döneminde ve 1984’ten sonra kararnamelerle ilişiği kesilmiş rütbeli personel ile askeri öğrencilerin başvuruları ise reddedilmiştir.
Oysa 12 Mart 1971 dönemi ve 12 Eylül 1980 dönemi darbe ve darbeye hazırlık süreçlerinde TSK’den ilişiği kesilen askeri öğrenciler de yasadan yararlandırılmalıydılar.
Bu raporda, askeri öğrencilerin neden Geçici Madde 32 kapsamında sayılması gerektiğine ilişkin açıklamalar yer almaktadır.
***
YASALAR VE ASKERİ ÖĞRENCİLER
Askeri öğrenciler yasalar karşısındaki farklılıklarına göre;
a-Askeri lise öğrencileri
*926 sayılı TSK Personel kanununa tabi değildirler.
*Kendi istekleri ile her zaman okuldan ayrılabilirler.
* Emekli sandığı kanununa (Bugün için 5510 sayılı kanunun 4-c maddesine) tabi değildirler.
b- Harp Okulu, Fakülte ve Astsubay hazırlık okulu öğrencileri.
*Subay ve astsubaylar gibi, 926 sayılı TSK Personel kanununa tabi askerdirler.
*Subay ve astsubaylar gibi İç Hizmet Kanununa tabidirler.
*1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu ve 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun uygulaması bakımından askerlik yükümlülüğü altına girmiş sayılır ve diğer askerlere uygulanan hükümler bunlara da aynen uygulanır.
*18 yaşından itibaren Emekli Sandığı Kanununa tabidirler. Hangi muvazzaf (subay, astsubay) statünün öğrencisi iseler onlar gibi sosyal güvenlik haklarından yararlanırlar.
*Mecburi hizmet süresi (15 yıl) bitmeden okuldan / TSK’den ayrılamazlar.
*Dolayısıyla askeri lise öğrencileri önce öğrenci sonra askeri öğrenci iken; harp okulu öğrencileri önce asker sonra öğrenci askerdirler.
***
ÖĞRENCİ / MUVAZZAF VE YARGIYA AÇIK / KAPALI İŞLEM AYRIMININ ADALETSİZLİĞİ
Yasanın Kapsamı
Yasa “kapsam” ve “yapılacak işlem” olarak adlandırılabilecek iki bölümden oluşmaktadır.
Kapsam bölümü aynen şöyledir: “GEÇİCİ MADDE 32- 12 Mart 1971 tarihinden bu Kanunun yayımı tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askerî Şûra kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler veya vefatları hâlinde hak sahipleri, bu madde hükümlerinden yararlanabilmek için altmış gün içinde Milli Savunma Bakanlığına başvururlar.”
Görüldüğü üzere yasa, 12 Mart 1971’den yasanın yürürlüğe girdiği tarihe kadar TSK’den idari işlemlerle ilişiği kesilen askeri personeli kapsamaktadır. Askeri öğrenciler de subay ve astsubaylar gibi TSK mensubudurlar ve Geçici Madde 32’de yasanın askeri öğrencileri kapsamadığına ilişkin bir ifade yoktur. Bu durumda “yapılacak işlem” bölümünde öğrencilerden söz edilmemesi eksiklik, adaletsizlik ve ayrımcılıktır.

Yasanın Amacı, Ayrımcı Davran-ma-mayı Gerektirir
Yasanın amacı, gerekçe bölümünde aynen şöyle ifade edilmiştir:
Türk Silâhlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilip, bu kararların yargı denetimine kapalı olması nedeniyle hukuken haklarını arayamayan kişilerin yoksun bırakıldığı hakların geri verilmesine ilişkin düzenleme yapılmaktadır. Bu şekilde yapılan düzenlemeyle, bir yandan hukuk devletinin gerekleri yerine getirilmeye çalışılırken, diğer yandan da Devlet tarafından mağdur edildiğini düşünen kişilerin hukuk devletine olan inançlarının pekiştirilmesi amaçlanmıştır.”
Yasanın yapılacak işlemler bölümünde de “a) Bu kişilerin ilişiklerinin kesildiği tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreleri Türk Silahlı Kuvvetlerinde geçmiş kabul edilir” ve ı) Bu kişilerin sicil dosyalarında yer alan, Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesilmesine esas tüm bilgi ve belgeler, herhangi bir müracaat aranmaksızın hükümsüz sayılarak dosyalarından çıkarılır ve herhangi bir işleme esas alınmazlar.” diye vurgulanarak, darbe dönemlerinde ve ara süreçlerdeki hukuksuz ilişik kesmelerin “yok hükmünde” olduğu belirtilmiştir.
Dolayısıyla düşünce ve inançlarından dolayı TSK'den ilişiği kesilen muvazzaf ya da öğrencinin ilişik kesme işlemi yok sayılmaktadır. Yasa, teğmen veya astsubay çavuşun hiç ilişiği kesilmemiş gibi özlük haklarının iadesini öngörmektedir. Subay ve astsubay gibi TSK Personel Kanununa tabi askeri öğrenciler de aynı şekilde muhakeme edilmeli; görüş ve inancından dolayı haksız idari işlemle ilişiği kesilmiş askeri öğrenci de ait olduğu statünün haklarından yararlandırılmalıdır.
***
926 Sayılı TSK Personel Kanunu ve Statüler
TSK Personel Kanunu Harp Okulu, Fakülte ve Astsubay hazırlık okulu öğrencilerinin subay ve astsubaylarla birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerini oluşturduğunu belirtmektedir. Bu durum kanun maddesinde;
Madde 1 – Bu kanun, Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup subaylar, astsubaylar ile harb okulları, fakülteler, yüksek okullar ve astsubay okullarında öğrenim yapan asker öğrencilere uygulanır denilmek suretiyle hüküm altına alınmıştır.
Öğrencilerin bu kanuna istinaden çıkarılan tüzük ve yönetmeliklerin kendilerine de aynen uygulanmasını isteme hakları,
Madde 6 – Subaylar, astsubaylar ve askeri öğrenciler, bu kanuna ve bu kanuna dayanılarak çıkan tüzük ve yönetmeliklerin kendileri hakkında aynen uygulanmasını istemek hakkına sahiptirler.”  ifadesiyle kanunda yer almaktadır.
Yine 7’nci maddede rütbelilerle öğrenciler birlikte anılarak şöyle denilmektedir: “Kanunlarda ve kanunlara dayanılarak çıkarılan tüzük ve yönetmeliklerde yazılı haller dışında, subaylığa, astsubaylığa ve askeri öğrenciliğe son verilemez; aylık ve diğer hakları elinden alınamaz.”
Devamla 8’inci maddede “ Subayların, astsubayların ve askeri öğrencilerin özel kanununda yazılı belli şartlar içinde emeklilik hakları vardır.” ifadesiyle öğrencilerin de emeklilik hakkı olduğu belirtilmektedir. Emeklilikle ilgili özel kanun ise Emekli Sandığı Kanunudur.
Yine 926 sayılı yasanın “Ek Geçici Madde 19 – (Ek: 7/7/1971 - 1424/46 md.; Değişik: 28/12/1976 - 2028/2 md.) 1424 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 14/7/1971 tarihinden sonra Türk Silahlı Kuvvetlerine duhul eden subay, astsubay ve askeri öğrenciler hakkında 112 nci maddedeki 15 yıllık yükümlülük süresi uygulanır.” hükmüyle askeri öğrencilerin de (askeri lise öğrencileri hariç) 15 yıllık yükümlülüklerini tamamlamadan TSK’den ayrılamayacakları belirtilmektedir.
Askeri öğrencilerin ilişikleri TSK Personel Yasası’nın 17/b maddesine göre bazı dönemlerde ise (a) ve (g) fıkralarına, ayrıca Harp okulları kanunu ve disiplin yönetmeliğine göre kesilmiştir. İlişik kesmeye ilişkin kanun maddesinin metni şöyledir:
Madde 17 – Fakültelerde veya yüksek okullarda Silahlı Kuvvetler hesabına okuyan öğrenciler aşağıdaki hallerde askeri öğrencilik niteliğini kaybederler:
b) Yönetmelikte belirtilecek esaslar dahilinde, askeri öğrenci niteliğini kaybettiklerine dair disiplin kurullarınca haklarında karar verilenler,”
Askeri öğrencilerin ve muvazzafların ilişikleri disiplinsizlik gerekçesiyle kesilmiştir. Ancak, disiplinsizlik göstermelik gerekçedir. Darbe dönemlerinde ve hazırlık sürecinde yoğunlaşan ilişik kesme işlemlerinin gerçek nedeni disiplinsizlik değildir. Yasa koyucu da bu gerçeği bildiği için Geçici Madde 32 ile haksız uygulamanın sonuçlarını ortadan kaldırmayı amaçlamıştır. Aynı gerekçelerle (sözde disiplinsizlik gerçekte düşünceleri ve inançları nedeniyle) aynı personel kanununa tabi kişilerin TSK’den ilişikleri kesilmiştir. İster öğrenci, isterse muvazzaf; gerek yargı denetimine kapalı gerek sözde açık işlemle ilişiği kesilenlerin hepsi aynı kanuna tabi askerdirler ve aynı haksızlığa uğramışlardır. Dolayısıyla yasa hepsini kapsamak durumundadır. Ama Milli Savunma Bakanlığı, kapsamadığı yorumuyla askeri öğrencilerin başvurularını reddetmiştir. Yasanın bu şekilde yorumu ve uygulaması ayrımcılıktır.
***
Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu ve Öğrenciler
Madde 1 - Türk Silahlı Kuvvetleri: Kara (Jandarma dahil),Deniz ve Hava Kuvvetleri subay, askeri memur, astsubay, erbaş ve erleri ile askeri öğrencilerden teşekkül eden ve seferde ihtiyatlarla ikmal edilen, kadro ve kuruluşlarla teşkilatı gösterilen silahlı Devlet kuvvetidir.”
Burada da görülüyor ki, askeri öğrenciler TSK personelidir; sadece birer öğrenci değildirler.
Yine aşağıdaki maddeler bu durumu pekiştirmektedirler.
Madde 70 -(Değişik madde: 12/12/1991 -KHK-469/1md.; Değiştirilerek kabul:17/06/1992 -3810/2 md).    Subay, askeri memur, astsubay, uzman jandarma ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde görevli 657 sayılı Kanuna tabi memur emeklileri ile, bunların 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek aile fertleri ve dul ve yetimleri, harp ve vazife malullüğünü gerektiren sebeplerden dolayı ölen yedeksubay, erbaş ve erlerin aylık almaya müstehak dul ve yetimleri, harp ve
vazife malulü yedeksubay, erbaş ve erlerle bunların 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre sağlık hizmetinden yararlanabilecek aile fertleri ile dul ve yetimleri, Emekli Sandığı tarafından vazife malullüğü aylığı bağlanan ve bu nedenle okullarından ilişiği kesilen harp okulları, üniversite ve yüksekokullar ile Gülhane Askeri Tıp Akademisi Komutanlığına bağlı fakülte ve yüksekokullarda öğrenimde bulunan askeri öğrenciler ve astsubay sınıf okulu öğrencileri ile 5434 sayılı Kanun hükümlerine göre sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek aile fertleri, bunların vazife malullüğünü gerektiren sebeplerden dolayı ölümleri halinde sağlık hizmetlerinden yararlanabilecek aile fertleri, askeri sağlık kurum ve kuruluşları yanında diğer resmi sağlık kurum ve kuruluşlarından da
yararlanırlar. Bunların tedavi giderleri Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığınca ilgili mevzuat hükümlerine göre karşılanır ve sağlık karneleri Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı tarafından verilir.
Madde 92 -    b) (Değişik bend: 28/05/2003 - 4861 S.K./18. md.) Fakülte ve yüksek okul öğrencileri ile harp okulu öğrencilerine subaylar gibi; astsubay hazırlama ve astsubay meslek yüksek okulu öğrencileri ile astsubay nasbedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulanlara astsubaylar gibi muamele olunur.
Madde 113 - a) (Değişik fıkra: 28/05/2003 - 4861 S.K./19. md.) Astsubay meslek yüksek okulları, fakülte ve yüksek okullar ile harp okullarında okuyan askeri öğrenciler ile astsubay nasbedilmek üzere temel askerlik eğitimine tabi tutulan adaylar, 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu ve 353 sayılı Askeri Mahkemeler Kuruluşu ve Yargılama Usulü Kanununun uygulaması bakımından askerlik yükümlülüğü altına girmiş sayılır ve diğer askerlere uygulanan hükümler bunlara da aynen uygulanır.
Emekli Sandığı Kanununda Muvazzaflar ve Öğrenciler
Sandıktan Faydalanacaklar
Madde 12 -j) (Değişik:28/5/2003 - 4861/20 md.) Harp okulları, fakülte ve yüksek okullarda Türk Silâhlı Kuvvetleri hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askerî olanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay nasbedilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulan adaylar;
Emekli Keseneğine Esas Tutulacak Aylık, Ücret ve Ödenekler
Madde 15 e) (Değişik: 28/5/2003 - 4861/21 md.) Harp okulları, fakülte ve yüksek okullarda Türk Silâhlı Kuvvetleri hesabına okuyanlar ile astsubay meslek yüksek okulları ve astsubay nasbedilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulanların harçlıkları ile teğmen veya astsubay çavuş aylıkları arasındaki farkın keseneği aynı esaslara göre öğrenciler adına kurumlarınca ödenir.
Fiili Hizmet Müddeti Madde 31 Değişik:28/5/2003 - 4861/22 md.) Harp okulları, fakülte ve yüksek okullar ile astsubay meslek yüksek okullarında sınıfını geçemeyen Türk Silâhlı Kuvvetleri mensubu askerîlerin, fazla öğrenim yılları fiilî hizmet müddetlerinden indirilir. Fakülte, yüksekokul veya meslek yüksekokullarında kendi hesabına okuduktan sonra muvazzaf subay veya astsubay
nasbedilen veya askerlik hizmetini takiben muvazzaf subay veya astsubaylığa geçirilenlerin, normal süreyi aşan öğrenim süreleri fiilî hizmet müddetinden sayılmaz.
Değişik:28/5/2003 - 4861/22 md.) Bu okulları tamamlayamayarak ayrılanların ve fakülte, yüksek okul veya meslek yüksek okullarında kendi hesabına okuduktan sonra astsubay nasbedilmek üzere temel askerlik eğitimine tâbi tutulanlardan bu eğitimi tamamlayamayarak ayrılanların buralarda geçen öğrenim ve eğitim müddetleri fiilî hizmet müddeti sayılmaz.
Askeri Yüksek İdare Mahkemesi AYİM’in 27.02.1991 tarihli kararındaki ifadeyle “ Bu yasa metinlerinden Harp Okullarında okuyan askeri öğrencilerin emeklilik yönünden 5434 Sayılı Kanun hükümlerine tabi oldukları açıkça anlaşılmaktadır
Dolayısıyla, ayrılanların (daha doğrusu ilişiği kesilenlerin) öğrenim ve eğitim müddetleri fiili hizmet müddetinden sayılmaz maddesine dayanılarak öğrencilerin emeklilik hakkı olmadığı ileri sürülemez. Çünkü, yasa ilişiği kesme işleminin haksız olduğu üzerine kurulmuştur. Bu haksızlığı gidermek için çıkarılmış ve ilişiği kesme işlemini tüm sonuçları ile birlikte hükümsüz kılmaktadır. Buna göre subaylar için albay rütbesinden emekli olmuş gibi eşit hakları tesis etmektedir. Yani subayları atılmamış addetmektedir. İlişiği kesildiği günden yasanın çıktığı güne kadar geçen sürenin TSK’de geçmiş sayılacağını belirtmektedir. Aynı şekilde haksız olarak ilişiği kesilmiş öğrenciler de atılmamış addedilmeli subaylar/astsubaylar gibi eşit hakları verilmelidir.
***
Malulen Emekli Edilen Öğrenci İçin AYİM'in Kararı
1977 yılında malulen emekli olan Harp Okulu öğrencisinin kendisi ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hakkının mevzuat değişikliği nedeniyle 1989 yılında elinden alınmak istenmesi üzerine yargıya intikal eden olayda AYİM kararını öğrenci lehine verirken öncelikle “statüsünü” incelemiştir. AYİM’in kararı, öğrencilerin statüsü ve emeklilik hakları konusuna açıklık getirmiştir:
“Dava konusu kimlik kartı ve sağlık fişi verilmemesi işleminin hukuka uygun olup olmadığının belirlenebilmesi için, öncelikle davacının "Statüsü"nün incelenmesinde yarar görülmüştür. .... 5434 Sayılı T.C.Emekli Sandığı Kanununun "Sandıktan faydalanacaklar" başlıklı 12 nci maddesinin (j) bendinde "Harp Okulları ile Fakülte ve yüksek okullarda silahlı kuvvetler hesabına okuyan veya kendi hesabına okumakta iken askeri öğrenci olanlar"ın bu kanun kapsamında oldukları belirtilmekte; aynı kanunun "Emekli keseneğine esas tutulacak aylık, ücret ve ödenekler" başlıklı 15 nci maddesinin (e) bendinde ise "Harp Okulları ile fakülte ve yüksek okullarda Silahlı Kuvvetler hesabına okuyanların ve astsubay sınıf okulu öğrencilerinin, öğrenci harçlıkları ile teğmen ve astsubay çavuş aylıkları arasındaki farkın keseneği aynı esaslara göre öğrenciler adına kurumlarınca ödenir" denilmektedir. Bu yasa metinlerinden Harp Okullarında okuyan askeri öğrencilerin emeklilik yönünden 5434 Sayılı Kanun hükümlerine tabi oldukları açıkça anlaşılmaktadır......
İç Hizmet Kanununun l nci maddesinde askeri öğrencilerin Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları kapsamına dahil olduğu açıkça ifade edilmektedir...
…bir askeri öğrenci kanunun sağlıkla ilgili hükümlerinden aynen istifade edebilecek, özel kanunlara örneğin 5434 Sayılı Kanuna göre "emekli" statüsüne girmekteyse, hangi muvazzaf statünün (subay, astsubay) öğrencisi ise sanki o statüden emekli olmuş gibi addedilerek, tabi olacağı bu konumdaki kişilerin sahip olduğu sağlıkla ilgili haklara aynen kavuşmuş olacaktır. Şüphesiz, bunun
söz konusu olabilmesi için o kişinin lise üstü öğrenim veren bir okulun askeri öğrencisi (Harp okulu, üniversite, astsubay sınıf okulu gibi) olması ve 5434 Sayılı Kanunun ilgili hükümleri uyarınca 18 yaşını bitirmiş ve kuruma ilk emeklilik kesintisinin yatırılmış olması da gerekli bulunmaktadır.” (Dergi No:7, Karar Dairesi: AYİM. 2.D., Karar Tarihi: 27.02.1991, Karar No: 90/78 E., Karar No: 91/98K.)
***
“Yargı Denetimine Kapalılık/Açıklık Ayrımı” Doğru Değildir !
Geçici Madde 32’nin amacı “yargı denetimine kapalı işlem” ile ilişik kesme işlemini yargı denetimine açmak değildir. Amaç, haksız ilişik kesme işlemini yok sayarak ilişiği kesilen askeri personelin emsalleri ile aynı olan özlük haklarını tesis etmektir.
TSK’den ilişik kesme işlemine karşı yargı denetimi askeri yargı tarafından yapılmaktadır. Askeri yargı; kuruluş kanunu, atama ve işleyişiyle “bağımsız” değildir. Esasen 12 Eylül 2010 tarihli referandumla kesinleşen Anayasa değişikliğinde de askeri yargının mahkemelerin bağımsızlığı ve hâkimlik teminatı esaslarına göre yeniden yapılandırılması amaçlanmıştır. Askeri vesayet rejiminin var olduğu ve sona ermesi gerektiği görüşü genel kabul görmüştür. Askeri vesayet rejiminde olağan dönemde asker, genel siyaset üzerinde son sözü söyleme gücünü elinde tutmuş; darbe dönemlerinde ise yönetimi doğrudan üstlenmiştir. Dolayısıyla, her dönem özellikle darbe ve darbe dönemlerine hazırlık süreçlerinde vesayet daha baskın ve belirleyici olmuştur. Askeri yargı da idari kararların onay mercii durumuna düşmüştür. Askeri idarenin tasarruflarının yargı yoluna açık olup olmaması farklılık oluşturmamıştır. Bu nedenle TBMM, Geçici Madde 32’yi kabul ederken geçmiş dönem ilişik kesmelere karşı yargı yolunu açmayı değil, haksızlığın doğrudan idare eliyle telafi edilmesini amaçlamıştır. Bu nokta atlanarak, açık/kapalı işlem tartışması yapmak, çıkarılan yasanın gerekçesi ve tesis ettiği hüküm ile de, adalet duygusu ve eşitlik ilkesiyle de örtüşmez.
Askeri öğrencilerin ilişik kesme işlemlerini yargı denetimine açıklık/kapalılık yönüyle ayrıca incelendiğinde görünen, askeri öğrencilerin ilişik kesme işlemlerinin yargı denetimine açık işlem olarak değerlendirilemeyeceğidir. 
Çünkü;
AYİM Kanunu’nun 20/a maddesi sadece “askeri hizmete ilişkin idari eylem ve işlemler”e karşı mahkemeye başvurulabileceğini düzenlemiştir.
211 Sayılı TSK İç Hizmet Kanunu 6. Maddesine göre askeri “hizmet” tanımı şu şekildedir:
“Hizmet: Kanunlarla nizamlarda yapılması veyahut yapılmaması yazılmış olan hususlarla, âmir tarafından yazı veya sözle emredilen veya yasak edilen işlerdir.”
Bu tanıma göre, siyasi görüşü nedeniyle TSK’den ilişiği kesilen askeri personelin AYİM’e başvurması zaten baştan engellenmiştir.
Salt görüş ve inanç suçlamasıyla ilişik kesilmesi başlı başına insan hakları ihlalidir. İhlal, şeklen de olsa AYİM’e başvuru yolunun kapatılmasıyla katmerlenmiştir.
Gerek yargıç sınıfından gerekse kıta subaylarından AYİM üyeleri, özellikle yasa dışı görüş suçlamasıyla ilişiği kesilen askeri personelle ilgili tüm kararlarında kendilerini Ordu’nun gelenekleriyle bağlı saymışlardır. Bu bağlılık her şeyden önce “ideolojik bağlılık”tır. Dolayısıyla AYİM’in kendilerini bağlı saydığı ideoloji dışındaki görüş ve inançlara demokratik hoşgörüyle yaklaşmaları beklenemez. Nitekim kurulduğu günden bu yana AYİM’in yasa dışı görüş ve inanç suçlamasıyla ilişiği kesilen askeri personel lehine karar vermesi istisnadır. Kararların istikrarlı
çoğunluğu “ideolojik nedenle” TSK’dan ilişiği kesilen personelle ilgili ilişik kesme işlemlerinin onaylanmasıdır.
Esasen Genelkurmay Başkanı’nın önerisiyle mahkemeye atanan kıta subaylarının ve askeri yargıçların Genelkurmay Başkanlığının işlemlerini denetlemesi ironik bir durumdur. Nitekim AYİM, vermiş olduğu kararlarda demokratik toplumun gereği olan “Düşünce Özgürlüğünü”n anayasal hak olduğunu hiç dikkate almamış, önüne gelen dosyaları şekli olarak değerlendirmekle yetinmiştir.
Öte yandan, AYİM hep kışla içindedir. 12 Mart 1971 darbesinden sonraki dönemde ve bütün darbe dönemlerinde, kışla içinde kurulmuş merkezlerde işkenceli sorgulardan geçirildikten sonra
ilişiği kesilenlerin, kışla içindeki mahkemeye dava açıp açamayacakları vicdan sahiplerinin takdirindedir. Sadece bu “zımni tehdit” bile gerek rütbeli personel gerekse öğrenciler hakkındaki ilişik kesme işlemine karşı yargı yolunun açık olmadığının kabulü için yeterlidir.
Yukarıda anlatılan hususlara ek olarak;
Askeri öğrencilerin ilişik kesme kararları dönemlere göre farklılık göstermekle birlikte Disiplin Kurulu ya da Yüksek Disiplin Kurulu kararıyla disiplinsizlik gerekçe gösterilerek verilmiştir. Öğrenciye göstermelik disiplin cezaları verilmiş ve disiplin notu düşürülmüştür. Bazen de disiplin notunun düşürülmesine dahi gerek duyulmadan öğrenci niteliğinin yitirildiği öne sürülerek, disiplinsizlik gerekçesiyle ilişik kesilmiştir.
Askeri öğrencilerin dosyaları incelendiğinde, 4 yıllık eğitim sürecinde gerek disiplin gerekse de akademik başarısı üst düzeyde olan öğrencinin bir ay ya da bir haftada tüm disiplin notu yok edilerek ilişiğinin kesildiği ortaya çıkacaktır. Hatta 30 Ağustos'a. yani mezuniyet tarihine bir hafta kala disiplinsizlik gerekçesiyle ilişiklerinin kesildiği görülecektir.
Haksız uygulamalarla ilişikleri kesilen asker öğrenciler, mağdur edilmekle kalmayıp, sonrasında da olağanüstü dönemlerin olağanüstü kararlarıyla altından kalkamayacakları meblağlarda tazminat ödemek zorunda bırakılmışlardır. Öğrenci askerler genellikle dar gelirli yoksul aile çocukları olduklarından, aileler, adeta tazminat terörü altında ezilmişler; bazı aileler dağılmışlardır. Bugün dahi (30 yıl sonra bile) aileleriyle ilişkilerini sağlıklı bir şekilde yeniden tesis edememiş asker öğrenciler aramızda yaşamaktadır.
Bununla da yetinilmeyerek mezuniyetine günler kalan asker öğrencilere bile 20 ay süreyle askerlik yaptırılarak, kıtalarda bir başka işkenceye de maruz kalmaları sağlanmıştır. Oysa Harp okullarındaki askeri eğitim, Harp okulları dışında Türk Silahlı Kuvvetleri’nde ancak komando kurslarında verilir. Bunca sıkı askeri eğitim görmelerine karşın, yasa dışı görüş iddiasıyla okuldan atıldıktan sonra er statüsünde askerlik yapmak üzere askere alındılar. Aynı sırada okudukları devre arkadaşlarının bölüğüne düşenler kendilerini şanslı saydılar. Bu noktada vurgulanmalıdır ki, Harp Okulu’ndan çıkartılan askeri öğrencinin er olarak askere çağrılması, Harp Okulu’ndaki eğitime saygısızlığın ve er olarak askerliğin aslında ceza olarak uygulandığının ifadesidir.
***
İlişik Kesme Kararları “Yargı Denetimine Açık” Kabul Edilemez !
Bu kararlar aşağıda özetlediğimiz nedenlerden dolayı yargı denetimine açık hukuki dayanaklara sahip kararlar değildirler.
a- 12 Eylül 1980 darbesinin hazırlık sürecinde Yüksek Disiplin Kurulu kararı ve Kuvvet Komutanlığı onayı ile ilişiği kesilen askeri öğrencilerin ilişikleri aslında disiplinsizlik gerekçesiyle
kesilmemiştir.Gerçekte ilişik, düşünce ve inanç nedeniyle kesilmiş, gerekçe olarak da disiplinsizlik iddiası ileri sürülmüştür. Çünkü görüş ve inanç diye açıkça gerekçe gösterilseydi yasaya aykırı olacaktı. İlişik kesme gerekçesi olarak gösterilen disiplinsizlik iddiası gerçek olmadığına göre, yasaya uygun olup olmadığının yargı denetimine tabi olması gerektiği tartışması anlamsızdır. TBMM Geçici Madde 32 ile ilişik kesme işlemlerini yok hükmünde saydığından askeri öğrenciler hakkındaki ilişik kesme işlemleri de yok hükmünde sayılmalıdır.
b- Disiplin amirlerince askeri öğrencilere verilen disiplin cezaları yargı denetimine tâbi değildir. Bu nedenle AYİM’in denetimi; bu ilgili disiplin cezasının yerindeliğinin takdiri veya disiplin cezasını yetki, sebep, şekil, konu, maksat yönlerinden hukuka uygunluğunun veya aykırılığının araştırılması biçiminde olamamaktadır. Mahkeme disiplin cezasının bir idari işlem olarak bu sayılan hususlardan biri bakımından sakat olduğunu görse bile 1602 Sayılı AYİM Kanununun 21’nci maddesi son fıkrası karşısında bu sakat disiplin cezalarına tekabül eden disiplin notlarını geçersiz sayamamaktadır. Dolayısıyla sakat disiplin cezaları ile ilişiği kesilen (hukuki durumu değiştirilen) öğrencinin ilişik kesme işleminin yargı denetimine açık olduğu kabul edilemez.

SONUÇ ve İSTEM
Yukarıda ayrıntılı olarak değerlendirilen gerekçelerle 926 sayılı TSK Personel Kanununa tabi öğrenci askerler TSK Personel Kanunu Geçici Madde 32 kapsamındadırlar. Bu açıklığa rağmen yararlandırılmamaları yasaya ters düşmüştür.
Sayın idare ya yargı aşamasında AYİM’e bildireceği olumlu görüş ile yanlışlığı telafi edip görüş ve inancından dolayı ilişiği kesilmiş askeri öğrenciye, ait olduğu statünün haklarını iade etmeli;
ya da TBMM’den yanlışlığı giderecek adil bir yasa talep etmelidir.

Saygılarımızla 

DARBE-ZEDE ÖĞRENCİ ASKERLER PLATFORMU
e-posta: darbezede-ogrenci-askerler-platformu@googlegroups.com
http://darbezede-ogrenci-askerler-platformu.blogspot.com.tr/


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder