DÖAP
DARBE-ZEDE
ÖĞRENCİ ASKERLER PLATFORMU
ÇALIŞMA VE SOSYAL GÜVENLİK BAKANLIĞI’NIN, ADALET VE KALKINMA PARTİSİ MANİSA
MİLLETVEKİLİ SAYIN SELÇUK ÖZDAĞ’IN “926
SAYILI TSK PERSONEL KANUNUNA BİR GEÇİCİ MADDE EKLENMESİNE DAİR KANUN TEKLİFİ”NE
İLİŞKİN GÖRÜŞÜNÜ DEĞERLENDİRME RAPORU
GİRİŞ
Askerî
darbeler Türkiye’yi demokrasi yolunda ilerlemekten ve olgunlaşmaktan
alıkoyarken, kendi meslektaşlarını da “yargısız infaza” tabi tuttu. Hukuksuz
bir şekilde binlerce asker işkencelere tabi tutuldu, zindanlara atıldı ve açlığa
mahkûm edilerek TSK’den ilişiği kesildi.
Adalet
ve Kalkınma Partisi hükümeti, darbecilerin açtığı yaralarının sarılması için
adım attı ve 22 Mart 2011 tarihinde, 6111 sayılı kanunla 926 Sayılı Türk
Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu’na Geçici Madde 32 eklendi. Yasadan
yararlanacak kişiler Kanun metninde “12 Mart 1971 tarihinden bu kanunun yayımı
tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askeri Şûra
Kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler veya vefatları halinde
hak sahipleri” olarak ifade edildi.
Yasayı
uygulamakla görevli Milli Savunma Bakanlığı’na yapılan başvurular sonucunda; 1991
subay ve astsubay “yargı denetimine açık idari işlemle” ilişikleri kesildiği
gerekçesiyle, yaklaşık 550 öğrenci asker ise, ilişkilerinin hem “yargı
denetimine açık idari işlemle” kesildiği hem de yasa kapsamında olmadıkları
gerekçesiyle yasadan yararlandırılmamışlar-dır. Dolayısıyla aynı statüdeki
askerler (hepsi 926 sayılı TSK Personel kanunu kapsamında asker), aynı idare
tarafından ve aynı gerekçelerle ( inanç ve düşünceleri darbecilerle aynı
olmadığı için) Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişikleri kesilmişti. Ancak bir
kısmının hakkı iade edilirken, bir kısmının hakkı iade edilmedi. Ret cevabı
verilen askerlerin tek “günahları” ise,
ilişkilerinin “ ‘sözde’ yargı denetimine açık idari işlemlerle” kesilmiş
olmasıydı. (Ayrıntılar için: “6191
Sayılı Yasa Uygulama Raporu” ektedir)
Bu
vicdanları sızlatan ve kabul edilemeyecek haksızlığın telafisi için, Adalet ve
Kalkınma Partisi Milletvekili Sayın Selçuk Özdağ ve arkadaşları, 28.05.2012
tarihinde 926 sayılı TSK Personel Kanuna geçici 33.madde eklenmesini içeren
kanun teklifini T.B.M.M Başkanlığı’na sundular. Milli Savunma Bakanlığı,
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı ve Maliye Bakanlığı kanun teklifine
ilişkin, farklı çekincelerini içeren görüşlerini bildirdiler. Çalışma ve Sosyal
Güvenlik Bakanlığı’nın çekincelerini değerlendiren bu rapor; hatalı çekincelere
cevaben gerçek durumlara açıklık getirerek, haksızlıkların giderilmesinde yasama
erkinin yararlanabileceği bir belge olması amacıyla hazırlanmıştır.
BAKANLIK GÖRÜŞLERİ VE DEĞERLENDİRMELERİMİZ
BAKANLIK GÖRÜŞÜ-1: “…Geçici 32. maddede kanundan
yararlanacak kişilerin ilişiğinin kesilmesini gerektiren haller sınırlı olarak
sayılmış ve 926 sayılı kanunun 50 ve 94ncü maddelerine atıf yapılmışken, bu
değişiklik teklifinde kesinleşmiş yargı kararına dayanmayan her türlü idari
işlemle ilişiği kesilenlerin kapsama alınmasının uygun olmayacağı
düşünülmektedir.
Zira her türlü idari işlemle ilişiği kesilen kişilerin
yararlanması halinde, gerçekte kanunun ruhu itibariyle bu haktan yararlanması
arzu edilmeyen kişileri de kapsama alınmasında yol açabilecek muğlak bir ifade
olmuştur. Bu durumda, örneğin terör olaylarına karışan, rüşvet, yolsuzluk vb.
yüz kızartıcı fiiller nedeniyle ilişiği kesilenlerin de kapsama girmesi söz
konusu olabilecektir. Bu nedenle kanun teklifinde ilgili kişinin ilişiğinin
kesilme nedenlerinin geçici 32nci maddede olduğu gibi tahdidi olarak
sayılmasının yerinde olacağı düşünülmektedir.”
DEĞERLENDİRMEMİZ-1
Geçici 32.maddede ilişik kesilme nedenleriyle ilgili
bir sınırlama yoktur. Yasa maddesinde illaki bir sınırlamanın varlığından söz
edilecek ise, bu ilişik kesme nedenine ilişkin değil, ilişiğin kesilme biçimine
dair bir sınırlamadır. Geçici 32.madde de ilişik kesme nedenlerini
sınırlandırma adına; 926 sayılı kanunun ne 50nci ve 94ncü ne de herhangi bir
maddesine atıf yapılmamış olup, kapsam “ 12 Mart 1971 tarihinden bu Kanunun yayımı
tarihine kadar, yargı denetimine kapalı idari işlemler veya Yüksek Askerî Şûra
kararları ile Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiği kesilenler veya vefatları
hâlinde hak sahipleri” olarak belirtilmiştir.
Yasadan
yararlanacaklar MSB’ye başvurmuşlardır. MSB düzenlenen
kanun hükmünün ruhu, adalet ve hukuk ilkeleri itibariyle bu kanun hükmünden
yararlanması uygun olmayan kişilerin olup olmadığını tespit ederek başvuruları
sonuçlandırmıştır. Aynı başvuru koşulu, ekteki geçici 33.madde kanun teklifi
için de geçerli olup, süreç aynı şekilde işleyecek ve sonuç doğuracaktır. Bu
anlamıyla Geçici 32. Maddenin uygulanmasında ortaya çıkmayan bir sakıncanın,
anılan kanun teklifinin yasalaşması durumunda ortaya çıkacağına endişe etmeye
mahal yoktur. Dolayısıyla Geçici 32nci maddede tahdidi olarak sayılmayan ilişik
kesme nedenlerinin, anılan kanun teklifinde de sayılmamasının yerinde olacağı
değerlendirilmektedir.
BAKANLIK
GÖRÜŞÜ-2:
“…5510
sayılı sosyal sigortalar ve genel sağlık sigortası kanununun …dördüncü fıkranın
(d) ve (e) bentlerinde belirtilen okulları tamamlamadan ayrılanlar ile bu
okulları tamamlamalarına rağmen görevlerine başlamadan ayrılanların, bu
okullarda geçen eğitim süreleri sigortalılıklarından sayılmaz.
…,
Askeri öğrencilerin başarılı öğrenim süreleri 5434 sayılı kanun uyarınca
öğrenim gördükleri okulları başarı ile tamamlamaları şartıyla, 5510 sayılı
kanuna göre ise okullarını başarı ile tamamlayarak subay ve astsubaylığa nasp
edilmeleri şartıyla fiili hizmet sürelerinden sayılmaktadır.
Yapılmak
istenen kanun değişikliği ile tanınan haklar, 5510 ve 5434 sayılı kanunların
yukarıda izah edilen maddeleri ile çelişki oluşturduğu, teklifin kanunlaşma
süresinde bu çelişkinin giderilmesi bakımından gerekli düzenlemeleri teklif
metnine eklenmesinin isabetli olacağı düşünülmektedir.”
DEĞERLENDİRMEMİZ-2:
Geçici 32.madde tüm sonuçlarıyla birlikte ilişik kesme
işlemini hükümsüz kılmaktadır. Yasayla, darbe zede askerler, ilişikleri
kesilmemiş hale gelmişlerdir. Dolayısıyla bu yasa düzenlemesiyle ilişiği
kesilen öğrenci askerler de ilişiği kesilmemiş hale geldikleri için, Emekli
Sandığı Kanunu 31.maddesi ve aynı şekilde 5510 sayılı Kanunun 4-d ve e
bentlerinin de dışındadırlar. Zira
anılan maddeler ilişiği kesilen askeri öğrencilerle ilgili olup, gerek Geçici
32. madde gerek anılan kanun teklifi, ilişik kesme kararını hükümsüz kılarak
ilişiği kesilmemiş hale getirmektedir.
Geçici 32. maddede bulunan ve anılan 33.madde yasa
teklifinde de tekrar edilen “ Bu
kişilerin ilişiklerinin kesildiği tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe
kadar geçen süreleri Türk Silahlı Kuvvetlerinde geçmiş kabul edilir.” şeklindeki
düzenleme yoruma ve tereddüte yer bırakmayacak düzeyde nettir. Maddedeki bu düzenleme ilişik kesme işlemini hükümsüz kılarak ilişiği kesilmemiş hale
getirmektedir. Bu durumda, Geçici 32. maddedeki bu hükümle atılmamış kabul
edilen ve bu güne kadar TSK personeli olan öğrenci askerler için, Bakanlığın
sözünü ettiği yukarıdaki maddeler geçerli değildir. Bu nedenlerle yapılmak istenen kanun değişikliği ile
tanınan haklar, 5510 ve 5434 sayılı kanunların yukarıda izah edilen maddeleri
ile çelişki oluşturmamaktadır. (Ayrıntılar için, EK: “Öğrenci Askerlerin Sosyal Güvenlik
ve Emeklilik Hakları Raporu”)
BAKANLIK GÖRÜŞÜ-3:
“Yine askeri öğrenci iken ilişiği kesilenlerin hangi
süreler bakımından sosyal güvenliklerinin sağlanacağı, araştırmacı kadrolarına
nasıl atanabileceği, emeklilik için kalan süreye ilişkin keseneklerini ödeme
hususunda teklifte yeterince açıklık bulunmadığı düşünülmektedir.”
DEĞERLENDİRMEMİZ-3:
Geçici 33.madde kanun
teklifi, Geçici 32. maddeye atıfta bulunmaktadır. Buna rağmen kanun teklifine
Geçici 32. maddede bulunan “Bu kişilerin ilişiklerinin kesildiği
tarihten bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihe kadar geçen süreleri Türk Silahlı
Kuvvetlerinde geçmiş kabul edilir. Bu kişilerin sicil dosyalarında yer alan,
Türk Silahlı Kuvvetlerinden ilişiklerinin kesilmesine esas tüm bilgi ve
belgeler, herhangi bir müracaat aranmaksızın hükümsüz sayılarak dosyalarından
çıkarılır ve herhangi bir işleme esas alınmazlar.” ifadeleri eklenmiştir. Bununla yetinilmeyerek 33.madde kanun
teklifine, “Bu kişiler ilişkisi
kesilmeyen ve TSK’da görevlerine devam eden aynı dönem öğrencilerinin
emsalleridirler. Bu kişiler hangi muvazzaf statünün (subay, astsubay) öğrencisi
ise, o statüdeki emsalleriyle aynı
hakları elde ederler. Bu kişilerin işlemleri, emsallerine ilişkin 926 Sayılı
Türk Silahlı Kuvvetleri Personel Kanunu Geçici 32. maddede yer alan
düzenlemelere göre yürütülür. 926 Sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri Personel
Kanunu Geçici 32. maddede
belirtilen şekilde sosyal güvenlik intibakları yapılır ve emeklilik kesenekleri
ödenir.” ibareleri eklenerek konuya netlik
getirilmiştir.
Sonuç
olarak Geçici 32. maddede bu kişilerin emsallerinin hangi süreler bakımından sosyal güvenliklerinin sağlanacağı, araştırmacı kadrolarına
nasıl atanabileceği ve emeklilik için kalan süreye ilişkin keseneklerini ödeme
hususunda yeterli açıklık mevcut olup, yukarıdaki eklemelerle kanun teklifinde
bu konularda bir belirsizlik kalmamaktadır.
Darbe-zede Öğrenci Askerler Platformu (DÖAP)
e-posta: darbezede-ogrenci-askerler-platformu@googlegroups.com
http://darbezede-ogrenci-askerler-platformu.blogspot.com.tr/
http://darbezede-ogrenci-askerler-platformu.blogspot.com.tr/
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder